Yoksulluğun Sınırında!

Değerli okur,

Bakanlık, işçi ve işveren temsilcilerimizin katılımı ile Temmuz ayında “Asgari Ücrete” yapılacak zam konusunda görüşmeler yapıldı ve net asgari ücret 11 bin 402 TL olarak açıklandı. Bu şu andaki asgari ücrete yüzde 34’lük bir aratış anlamına geliyor. Senede bir defa yapılan asgari ücret artışı artık Temmuz ayında da yapılmaya başladı ve dikkatiniz çektiyse gündemde oldukça fazlaca yer buluyor. Çünkü çalışan nüfusun yüzde elliden fazlası asgari ücretli veya yakın ücretler ile çalışıyor.

Asgari ücret, bir kişinin en temel ihtiyaçları olarak sayılabilecek; beslenmek, barınmak, giyim, ısınmak, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanmasına yetecek biçimde düzenlenen, bir çalışana verilebilecek olan en düşük ücret anlamına gelmektedir. Tanım böyle olsa da aslında işe yeni başlayan bir kişinin belli bir süre alması gereken bir ücret olarak da düşünebiliriz.

Şu anda asgari ücret neye göre belirleniyor derseniz; 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı verisi esas alınarak konuşulur hale geldi. Türk-İş araştırmasına göre; 4 kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 10.360 TL, dört kişilik ailenin gıda ve diğer tüm temel harcamaları için hanesine girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) 33.750 TL,

bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 13.440 TL‘ye ulaştı! Bu araştırmaya Haziran ayı dahil değil! Yeni asgari ücret Temmuz ayından geçerli ve Ağustos ayında ele geçecek.  8 bin 500 TL olan asgari ücreti 11 bin 402 TL gibi bir rakama getirmek geçmiş kayıpları telafi edebilir mi tartışılır da enflasyonist ortamda gelecek 6 ay nasıl olacak? Diğer ücretlilere yüzde 34’lük bir artış yapılabilecek mi? Buradan hareketle asgari ücret giderek “ortalama ücret”  halini alıyor ve diğer bütün ücretleri de yanına çekiyor.

Asgari ücrette referans olarak sadece beslenmeyi alırsanız verilecek her ücretin yeterli olduğunu düşünebilirsiniz. İşsiz kalmak yerine asgari ücret gibi bir gelirim olsun anlayışı ile hareket ederseniz yine yeterli diyebilirsiniz. Zamlar sağanak halinde gelirken sadece karnımızı doyurmak ve asgari ücrete bu anlamda yaklaşmak…

Ancak bu durum çalışma hayatında kalifiye, yetişmiş insan kaynağının eğitim, tecrübe vs özelliklerin herhangi bir anlamının kalmamasıdır ki bu hem çalışma barışını hem sosyal hayatı çok etkileyecek bir durumdur.

Enflasyon ile güçlü bir mücadele olmadan ve ücretlerde reel anlamda artış sağlanmadan rakamların miktar ve oranlarının kısa süre içerisinde bir anlamı kalmamaktadır.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarını temel alınıp yapılacak zamla çalışan ve emekli fazla uzun olmayan bir süre içerisinde asgari ücret alır hale gelir. Enflasyonist ortam devam ederse açlık ve yoksulluk sınırında bir hayat haline gelir ki bundan orta sınıfın tabana yapışacağı sonucunu çıkarmamız mümkün!

Genel olarak futbol takımlarımız için kullanılır ya “bir gün herkes şu takımlı olacak veya bu takımlı olacak diye. İşte böyle giderse bir gün herkes asgari ücretli olacak. Durum oraya gidiyor.

Son söz; İyi eleman seç, iyi para ver. Çünkü kötü eleman sana pahalıya mal olur. / Vehbi Koç