Germencik’te Artezyen Sularında “Ağır” Kirlilik!

Germencik Alangüllü ve Hıdırbeyli mahalleleri içerisinde bulunan artezyenlerden Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından  alınan suların tahlil sonuçları kamuoyuna Gerçed başkanı Halil Çetinkaya tarafından açıklandı ve yetkililerden bu konuya duyarlılık göstermeleri istendi. Germencik Çevre ve Doğa Derneği (GERÇED) öncülüğünde düzenlenen basın açıklaması Şehit Cafer Efe Yörük ve Zeybekler Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Germencik Şubesi, İyi Parti..

Germencik’te Artezyen Sularında “Ağır” Kirlilik!
Tarih : Okunma : 148 views Yorum Yap

Germencik Alangüllü ve Hıdırbeyli mahalleleri içerisinde bulunan artezyenlerden Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından  alınan suların tahlil sonuçları kamuoyuna Gerçed başkanı Halil Çetinkaya tarafından açıklandı ve yetkililerden bu konuya duyarlılık göstermeleri istendi.

Germencik Çevre ve Doğa Derneği (GERÇED) öncülüğünde düzenlenen basın açıklaması Şehit Cafer Efe Yörük ve Zeybekler Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Germencik Şubesi, İyi Parti Germencik İlçe Teşkilatı, Türkiye İşçi Partisi Teşkilatı, Demokrat Parti İlçe Teşkilatı, Aydın Çevre ve Kültür Platformu (Ayçep), İncirliova Çevre Platformu, Söke Çevre Platformu (Sökeçep), Germencik Esnaf Odası Başkanlığı, Germencik Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanlığı, Mahalle muhtarları, GERÇED  avukatları Akın Yakan ve İsmail Türkbay, çevre konusundaki duyarlılığı ile bilinen Dr. Metin Aydın’ın ve Germenciklilerin katılımı ile Germencik Cumhuriyet Meydanında yapıldı.

Gerçed Başkanı Halil Çetinkaya tarafından yapılan basın açıklamasında;

Su, tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için mutlak gereklidir. Bugün dünya ve Türkiye’de mevcut su kaynaklarının büyük bölümü; artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve kentleşme gibi unsurların sebep olduğu kirliliğe bağlı olarak kullanılamaz hale gelmiştir.

İçme suların kirliliği, halk sağlığını önemli derecede etkilemektedir. Dünyadaki bütün hastalıklarının yüzde 80’ni çevre kirliliği ve güvenilir su olmayışından kaynaklanmaktadır.

Dünyada her yıl yarıdan fazlasını çocukların oluşturduğu 5 milyondan fazla kişi su kirliliğine bağlı ölmektedir. Tatlı suyun yüzde 97 gibi büyük çoğunluğunu yer altı suları sağlamaktadır.

Yer altı sularının başlıca kullanım alanları; tarım, evsel gereksinimler, sanayi ve endüstri alanlarını kapsamaktadır. Yer altı suları, insan faaliyetleri ya da doğal kaynaklardan ötürü kirlenebilmektedir. Aydın ili yüksek tarım potansiyeline sahiptir ve su tarımsal faaliyetleri etkileyen en önemli faktördür.

GERMENCİK’TE ARTEZYEN SULARINDA YÜKSEK ORANLI AĞIR METAL TESPİT EDİLDİ!

Bugün Büyük Menderes Havzasında tarımda kullanılan yer altı suların en önemli kullanım yolu olan artezyen kuyuları, olması gerekenden fazla sayıya ulaşmıştır.

DSİ’nin 2010 yılında yaptığı çalışmaya göre, Aydın’da 15 binin üzerinde sulama amaçlı kullanılan artezyen kuyusu var.

Aydın’nın farklı bölgelerinde DSİ ve ADÜ tarafından yapılan çalışmalarda pek çok artezyen kuyu sularında insan ve hayvan sağlığına zarar veren, standartların çok üstünde Bor, Nitrit, Nitrat ve Amonyak kirliliği saptanmıştır.

Bu çalışmalarda en yüksek Nitrat, Nitrit miktarı, jeotermal sular açısından zengin olan Alangüllü’de belirlenmiştir.

YERALTI SULARI, AYDIN’NIN SU GÜVENLİĞİ VE GELECEĞİNİN SİGORTASIDIR.

Aydın’da yeraltı suların varlığını ve geleceğini, endüstriyel ve kentsel atık sular/atıklar, jeotermal akışkanlar, tarım ilaçları, hayvansal atıklar tehlikeye sokmakta, yeraltı suları kullanılamaz hale gelmektedir.

Germencik Çevre ve Doğa Derneği olarak 2022 yılı Temmuz ayında Aydın’da jeotermal enerji santrallerinin (JES) yerüstü ve yeraltı sularda kirlilik yaptığı, artezyen kuyularından sıcak su gelmeye başladığı iddiası ile Aydın Valiliğine suç duyurusunda bulunduk.

Aydın Valiliğinin emirleri ile DSİ tarafından Alangüllü ve Hıdırbeyli’de JES’lere 200-400 metre mesafe uzaklıkta bulunan 4 adet incir ve zeytin bahçesi içindeki 4 adet artezyen kuyusundan su numunesi alınarak, ağır metal analiz çalışması yapıldı.

GERMENCİK’TE, AYDIN’DA YERALTI SULARI KİRLİ, İÇME SULARI TEHLİKEDE!

TSE 266 İçme Suyu Kalite Parametreleri Yönetmeliğine göre bu sonuçlar olması gereken değerlerden; Demir 20.000, Alüminyum 7.500, Arsenik 5.300, Lityum 5.000, Molibden 4.300, Mangan 4.300, Kurşun 2.900, Nikel 1.900, Krom 400, Baryum 250, Selenyum 200, Kobalt 60, Çinko 15, Bor 8, Bakır 2 kata varan oranlarda artmış olarak saptandı.

DSİ’nin 2022 yılında Alangüllü’de artezyen kuyu sularında ölçümünü yaptığı bazı ağır metal seviyelerini Ege Üniversitesinden Mustafa Bolca ve arkadaşlarının 2007-2008 yıllarında Alangüllü sularında yapmış olduğu ölçümleri karşılaştırdığımızda 2022 yılında; Demir 24, Mangan 56, Krom 200, Kurşun 264 kat yüksek saptanmıştır.

Alangüllü ve Hıdırbeyli’de artezyen kuyu sularında saptanan ağır metal değerleri sadece Türkiye’deki İçme Suyu Kalite Parametreleri Yönetmeliğine göre değil, Sulama Suyu Kalite Parametreleri Yönetmeliğine göre de yüksek olduğu saptanmıştır. Örneğin Kobalt 73, Krom 199, Bakır 20, Nikel 190, Kurşun 6, Çinko 31 kat fazla ölçülmüştür.

Ne yazık ki Aydın’da yeraltı sularındaki ağır metal kirliliği sadece artezyen suları ile sınırlı kalmamakta. Aynı tarihte Germencik Tekin köyü içme sularına ait çeşmeden alınan sularda Alüminyum normalin 200 katı fazla bulundu.

Demir’in yüksek oranda suda artması suyun rengini kırmızıya boyamaktadır. 2018 yılı Eylül ayında Germencik içinden geçen İl çayı Hıdırbeyli’deki JES’e ait kuyulardan akışkanın direkt dereye bırakılması sonucu günlerce kan kırmızısı aktı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu durumu tespit ettikten sonra firmaya taahhüde uymadığı için 24 bin lira ceza kesti.

Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsünden Sunay Dağ 2015 yılında, artezyen kuyu su analizinin yapıldığı Alangüllü’deki bahçede yaptığı çalışmada; JES’e yakın bulunan incir ağaçlarında ve meyvelerinde olması gerekenden çok fazla ağır metal biriktiğini saptadı.

2018 yılında bu bahçede yer alan 500 kadar incir ve zeytin ağacı kurudu.

Halen bu bahçeden sağlıklı ürün almak mümkün değil.

Alangüllü’de incir ve zeytin ağaçlarının kurumasının tek nedeni yeraltı sularındaki Bor seviyesinin diğer bölgelere göre daha yüksek olmasıdır.

Çünkü su içindeki Bor miktarı 6 mg/L ve üstüne çıkınca incir ve zeytin ağaçlarında alevle yanmış gibi görüntü veren toksik etki yapmaktadır.

Tüm bu sonuçlar Alangüllü ve Hıdırbeyli’deki artezyen kuyuları ile bu bölgede bulunan JES kuyularından yeraltından çekilen veya geri basılan akışkanlar arasında ilişki olduğunu, yeraltı suları ile akışkanların birbirine karıştığını göstermektedir.

Alangüllü ve Hıdırbeyli’deki JES kuyuları, artezyen kuyularına çok yakın noktalarda bulunmaları dışında aynı zamanda yerleşim yerlerine, buralarda yaşayan insanların içme sularını sağlayan Su Depolarına da yakın noktalarda bulunmaktadır.

Bu durum bölgede yaşayan halkın karşı karşıya kaldığı tehlikenin korkunçluğunu göstermesi adına büyük önem taşımaktadır.

Aydın’da Buharkent ve Söke arası bulunan bölgede 40 kadar JES, 1000 kadar JES kuyusu bulunmaktadır.

Aydın’daki JES ve JES kuyuların çoğunluğu yerleşim yerlerine yakın, bazıları ise yerleşim yerlerinin içine kurulmuş, faaliyet göstermektedir.

Alangüllü ve Hıdırbeyli’deki yeraltı sularında JES’lere bağlı meydana gelen büyük boyutlu ağır metal kirliliğin bir benzeri Buharkent ve Söke arası bulunan bölge içinde söz konusudur. Bu tablo Aydın’da yaşayan halkın, sağlığının ve gıda güvenliğinin çok büyük tehlike ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

Ağır metaller ile kirlenen yerüstü ve yeraltı suları, bu sularla sulanan topraklarda yetişen tarımsal ürünleri tüketen insanlar dahil tüm canlılarda ciddi sağlık problemleri yaratma potansiyelindedir.

Tarımsal ürünler içindeki ağır metallerin ADÜ tarafından yapılan çalışmalarda inek ve arı sütlerine; Eskişehir-Afyon-Hacettepe Üniversiteleri tarafından yapılan çalışmalarda anne sütlerine geçtiği saptanmıştır.

2018 yılında ADÜ’de yapılan çalışmada Aydın’daki içme ve kullanma sularında, toprakta, tarımsal ürünlerde bulunan ağır metal miktarları ile insanlardaki kanserler arasında pozitif ilişki bulunmuştur.

2020 yılında Avrupa Kalkınma Bankası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortaklaşa hazırladığı “Jeotermallerin Kümülatif Etki Değerlendirme Raporu” verilerine göre 2015-2019 yılları döneminde Aydın’da:

-Düşük Doğum Ağırlıklı Bebek Doğumu Türkiye ortalamasından 4 kat fazla;

-Anne-Bebek-Beş Yaş Altı Çocuk ölümleri Türkiye ortalamasından fazla;

-Kadınların Doğurganlığı Türkiye ortalamasından daha az;

-Akciğer-Nörolojik-Psikiyatrik-Allerjik-Metabolik-Dolaşım Sistemi Hastalıkları Türkiye ortalamasından fazla artmıştır.

-Aydın’da kanser vakaları 2, Germencik ilçesinde 4 kat artmıştır.

-Aydın ili Ölüm hızının 9 kat artışı ile bu süreçte Türkiye’de ölüm hızının en fazla arttığı il olmuştur. 

Dünyada ve Türkiye’de ölüme en fazla sebep olan hastalık Dolaşım Sistemi Hastalıklarıdır.

TÜİK verilerine göre son beş yıllık süreçte Aydın ili her yıl Türkiye’de Dolaşım Sistemi Hastalıklarına bağlı ölümlerin en fazla olduğu ilk 3 il arasında yer almıştır.

SONUÇ OLARAK, AYDIN’DA YERALTI SULARINDAKİ AĞIR METAL KİRLİLİĞİ;

Halk sağlığı, tarım, tarımsal ürünlerin güvenliği ve sürdürülebilirliği üzerinde artan boyutlarda büyük tehlike oluşturmaktadır!

Derneğimiz ve tüm sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti yetkililerince durumun tespiti ile acil önlemlerin alınmasını talep ediyoruz . Yeraltı sularımızda ortaya çıkan bu vahim kirliliğin jeotermal enerji kaynaklarının uygun olmayan kullanım ve reenjeksiyon ,yani kullanılan akışkanın alındığı yere geri dönüşümünün yapılmamasından ve maliyetlerden dolayı yeraltı su havzalarına yakın derinliklerde ki mesafelere reenjekte edilmesinden kaynaklı bir kirlilik olduğunu düşünüyor ve yeraltında  göremediğimiz bu olağanüstü kirlenmeyi öncelikle Germencik’li siz hemşehrilerimizin ve bölgemizdeki yoğun jes santral ve kuyularının bulunduğu Aydın ilimizin tüm ilçe halklarımızın  dikkatine sunuyoruz. Tüm yetkililerden ,gün geçtikçe sayısı artan santral ve jeotermal kuyular sebebiyle tehdit altındaki yüzeysel artezyen sularımızı kurtarmaya davet ediyoruz.

Bunun için Çevre Bakanlığımızı,bölgesel toprak kirliği sebebiyle Tarım Bakanlığımızı ve konunun takipçisi olarak Valiliğimizi ; sağlığımızı tehtit eden bu tablonun önemle irdelenip kamu sağlığı adına çözüm üretilmesi için göreve davet ediyoruz. Germencik Çevre Derneği olarak bize destek veren tüm Sivil Toplum Kuruluşu , Siyasi Parti, Belediye yetkililerimiz ve Muhtarlarımızla  birlikte  çok yoğun jes kuyu ve santralleri ile jeotermal kampüsü haline gelen Germencik ilçemizdeki santrallerin faaliyetlerinin bu kirlilik nedenlerinin kesin bir şekilde ortaya çıkarılıp  santraller ve kuyularının masum oldukları ispatlanıncaya kadar faaliyetlerinin durdurulup, su ve  toprak kirlenmesinin önüne geçilmesini ve bu tesislerin gelecek nesillerimiz ile çocuklarımız için  kamulaştırılmasını istiyoruz.            

Saygılarımızla “ denildi.

İlk yorumu siz yazın